BTP’den ‘Yeter! ‘Gençler’ sloganıyla yola çıktı
İSTANBUL (İGFA) –“Yeter! Söz Gençliği” adıyla bir dizi program başlatan BTP, ilk programını İstanbul’da gerçekleştirdi.
Fatih’teki Ali Emiruğu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programda BTP’nin yeni üyelerine rozetleri Genel Başkan Hüseyin Baş tarafından bizzat takıldı.
Rozet töreninin ardından BTP’ye yıllarca çeşitli kademelerde hizmet vermiş kişilere plaketleri takdim edildi. Hayatını kaybeden BTP’lilerin de anıldığı programda duygulu anlar yaşandı.
Rozet ve plaket töreninin ardından kürsüye gelen BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, ‘Yeter! Gençlik kelimesinin ne dediğini anlattı.
Atatürk’ün bu devleti kurarken “Ümidim gençliktedir” dediğini belirten Baş, “Gördüm ki hükümetin sloganı ‘Yeter Milletin Sözü’ iken, muhalefetin sloganı ‘Yeter Söz’ idi. ‘Milletin’, iki tarafın da sloganları aynı, ilginç.’Yok yok, gençlerin sözü yeter’ dedim. Bakın burada gençlik kriteri elbette önemli bir kavram ama yaş bir görünüş ve fiziki bir durumdur.Gençlik çağı yakalayabilmek, gençlikte medeniyet ve kültürü hazmedebilmek insan demektir. bunu içinde bulunduğu döneme entegre edebilen biri.”
ERDOĞAN’DAN ‘KRONOMETRE SIFIRLA’YA CEVAP
Hüseyin Baş da konuşmasında güncel sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kez adaylıkla ilgili ‘Kronometre sıfırlandı’ sözlerini hatırlatan Hüseyin Baş, “Şimdi kasaları sıfırlamak falan aklıma geliyor o konulara girmiyorum. , ancak hükümetin gerçekten sıfırdan etkilendiği bir seçim olmalı. 14 Mayıs seçimi diyorlar, Erdoğan o seçimde aday olamaz, Anayasa öyle diyor ama oldu bile, yasa ve Yüksek Seçim Kurulu ile ilgili gerekli düzenlemeler yapıldı ve aday oldu; İki bayram arasında düğün olmayacak ama 14 Mayıs gecesi düğünümüz olacak” dedi.
Türkiye’nin kritik bir dönemeçte bulunduğuna değinen Hüseyin Baş, “Bugün ülke olarak Osmanlı’nın çöküş döneminde yaşadıklarını yaşıyoruz” dedi.
“TÜRKLER HER ZAMAN ATÖLYE OLDU”
Türkiye’nin son 50 yılda Lozan’da kabul etmediği tavizler verdiğini belirten BTP Genel Başkanı, “Türk milleti her şeyi yapabilir ama boyunduruk altında yaşayamaz. Türkiye’nin bağımsızlığı için bir canımız varsa onu da göstereceğiz. Seçmenleri kayırmak için bukalemunlar gibi her renkten insandan oluşan bir kalabalık var. Biz o değiliz, kimse özür dilemesin! Bu ülkenin üniter yapısı asla bozulamaz. Bu ülkenin bağımsızlığından kimse taviz veremez. Birinin çizmesi altında emir almakla bağımsızlığın kaybolduğunu düşünüyorsun. Hayır, o paltoyu çıkaran, takım elbisesini giyen, kravatını takan ve ‘ben yatırımcıyım’ diyen adam sizin bağımsızlığınıza da tehdittir. Bunu fark ettiğiniz gün Atatürk’ün yolunda olacaksınız. Kafana silah dayayıp seni çizme altında ezmene gerek yok. Türkiye’nin köklü ailelerinden biri olan Koç ailesinin merhum üyesi Vehbi Koç’un bir fotoğrafına denk geldim. Osmanlı’nın son döneminde bütün tekstil işleri, bütün gıda işleri, bütün ticaret, bütün yatırımlar, her şey yabancıların elindeydi. Bu işler Hristiyanlar, Yahudiler, Rumlar ve Ermeniler tarafından yapılmıştır. Türkler cephede, ordudaydı. Türkler hep esir, işçi olacaktı. Ankara ve İstanbul’un en güzel yerlerinde otururlardı, biz de onlara gıpta ile bakardık.’ Atatürk’ün düşmanı yurttan fiilen kovması 3 yıl sürdü; Düşmanın parasını yurt dışına atması ve ekonomik bağımsızlığını kazanması 13 yıl sürdü.”